Aktif Gebelik
AKTİF GEBELİK FELSEFESİ NEDİR?
Aktif Gebelik, kadının doğuma ve anne olmayla başlayan yeni bir hayata aktif olarak hazırlanması gerektiğine olan inançla oluşturulmuş bir gebelik felsefesidir.
Hamilelik riskli bir durum olmadığı sürece, bir kadının oturarak ya da yatarak bekleyeceği bir süreç ya da atlatmaya çalıştığı bir hastalık değildir. Günümüzün doğadan uzaklaşmış yaşantısı içinde bir kadının hamileyken kendisini doğuma hazırlaması gerekir. Bu hazırlığın en başında hareket gelir. Hamile kadın hareket etmelidir. Hareketle kaslarını güçlendirmeli, esnetmeli, canlandırmalı ve böylelikle yaşamı tüm bedeninde hissetmelidir. Hareketle yaşamı hissetmeye başlayan bir beden zamanla içgüdülerini daha güçlü bir şekilde duymaya başlar. Hamilelik ve doğum tamamen içgüdüsel bir süreçtir ve hareket bize bu dünyanın kapılarını açar…
Aktif bir gebelik, doğum şekli nasıl olursa olsun:
– Doğum sonrasındaki (özellikle sezaryen doğumlarda) toparlanma sürecini hızlandırır.
– Kadının var olan psikolojik sorunlarla baş etmesine destek olur.
– Doğum sonrası depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıkların olasılığını azaltır.
– Gebeyi fiziksel olarak canlandırır ve gebenin iyi ve sağlıklı hissetmesini sağlar.
– Bebeğin daha sağlıklı ve huzurlu olmasına yardımcı olur.
– Bebeğin daha iyi beslenmesini sağlar.
– Gebelikten kaynaklanan problemleri azaltarak, kadının daha sağlıklı bir gebelik geçirmesini sağlar.
Hamilelik yogası derslerimde bu amaçları ön planda tutarak şu teknikleri uyguluyorum:
YOGA ASANALAR (DURUŞLAR):
Gebenin özellikle bacak, sırt, kalça ve pelvik taban kaslarını güçlendirip esneterek, gebenin yaşaması muhtemel sırt, bel, kalça ve bacak ağrılarını azaltıyoruz. Ayaktaki asanalar sayesinde bacakları güçlendirerek, gebenin ilerleyen dönemlerdeki artan vücut ağırlığını daha rahat taşmasını sağlıyoruz. Aynı şekilde ödem ve varis gibi problemleri en az seviyeye indirgiyoruz. Doğum anında ıkınmamız için gerekli kas grupları ile ilgili farkındalığı artırıyor ve bu kasları daha bilinçli kullanabilecek duruma geliyoruz. Bunlar dışında gebelik şekeri, karpal tünel sendromu, tansiyon gibi problemlerin yaşanma olasılığını da yoga sayesinde en aza indirgiyoruz.
PRANAYAMA (NEFES) TEKNİKLERİ:
Gebelikle birlikte akciğerlerin kapasitesinde %60′a varan bir azalma olur. Bu da nefes alış verişinde zorlanmalara yol açar. Yoga yaparken öğretilen pranayama teknikleri azalan akciğer kapasitesini yeniden artırmayı amaçlar. Artan nefes kapasitesiyle ve nefesle birlikte yaşanan rahatlama sayesinde gebelerin stres düzeyinde ve kaygılarında azalma olur. Anne adaylarının daha az stresli olması ve kaygılarından uzaklaşmaları ise bebeğin de daha huzurlu olmasını sağlar. Pranayama teknikleri anneyi derinleşmeye hazırlar ve imgeleme ve görselleştirme çalışmaları için de gereklidir.
BEBEKLE BAĞ KURMA:
İster hamile olalım ister olmayalım, yoga yapmak her zaman iç beden farkındalığımızı artırır. Gebelikte bu farkındalık, özellikle kadının bebeğine ve onun hareketlerine yönelik farkındalığı iyice artar. Yoga derslerinde düzenli aralıklarla yaptığımız imgeleme ve görselleştirme çalışmaları ile, bebeğin de bir birey olduğunu; onun annesi aracılığıyla dünyaya adım atacağını; anne ile bebek arasındaki güçlü simbiyotik bağın varlığını vurgularız ve bu bağ aracılığıyla var olan içgüdüsel iletişimin farkındalığını artırırız. Bağ kurma çalışmaları sayesinde bebekler sevildiklerini ve her şekilde kabul edildiklerini hissederek, daha mutlu ve güven dolu bir şekilde hayata başlarlar.
DOĞUMA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI:
Burada gebe doğum anında yaşayacakları ile ilgili bilinçlendirilir ve doğum sürecindeki zorluklarla nasıl başa çıkabileceği öğretilir. Eğer gebenin yanında refakatçisi olacaksa, refakatçi de bu eğitimlere alınır ve doğum anında gebeye nasıl yardım edebileceği ile ilgili bilinçlendirilir. Bu eğitim profesyonel bir eğitim değildir. Sadece yoga çalışmalarına ek olarak verilir. Bu eğitimle gebenin, doğum fizyolojisi, doğum süreci, kasılmaların fizyolojisi, doğum seçenekleri, hastane ortamı, yapılması olası müdahaleler, kasılmalarla baş etme teknikleri, nefes teknikleri, doğum duruşları, bebekle ilk karşılaşma gibi konularda bilinçlendirilmesi amaçlanır.
Hamilelik yogası tüm bu açılardan bakıldığında oldukça faydalı ve etkili bir çalışmadır. Yapılan araştırmalar hamilelik yogasının bebeklerin doğum kilosunu artırdığını, erken doğum riskini azalttığını, yüksek tansiyonu kontrol altına aldığını ve gebelik risklerini asgari düzeye indirdiğini göstermiştir. Bir kadının ortalama 70 yıl yaşadığını ve ortalama 2 çocuk sahibi olduğunu düşünürsek; hayatınızda sadece 18 ay yaşayabileceğiniz bu özel dönemi en güzel şekilde geçirebilmek ve bebekleriniz için daha keyifli ve huzurlu bir alan yaratabilmek için hamilelik yogasını şiddetle öneriyorum.
Sevgilerimle,
Aktif bir gebelik, mutlu anne demektir…
Mutlu anne, mutlu ve güvenli bebekler demektir…
Sibel SÖNMEZ
Doğum Psikoloğu ve Hamile Yogası Eğitmeni