Bir Yürekte İki Sevda Olamaz mı?
Merhaba Sevgili Okurlar,
Okurlar diyorum, çünkü erkeklerin de, ya babadır, ya baba adayıdır, sayfamızı ilgiyle okuduğu haberini aldım.
Benim deneyimlerime göre erkekler çok uzun süre sorunları yok sayıp evde ve dışarda hayatlarına devam edebiliyorlar. Yani bir erkek bir terapistin telefonunu çaldırmış ise veya kapısının ziline basmışsa, yangın hayli alev almış demektir.
İşte bir ay önce de 3. kez baba olmaya zorlanan,evli ama başka evli bayanla yaşayan,suçlamalara tahammülü kalmamış Ç.bey, dinmeyen ısrarları sonucu nihayet telefonla bana ulaşabildi.
Ç.bey 49 yaşında,25 yıldır evli, biri zihinsel özürlü iki oğlu var. Karısından,çocuklarından vazgeçemiyor ama, son 3 yıldır S.hanımla birlikte yaşıyor. Bir yürekte iki sevda barınabiliir inancında, fakat kendi dahil hiç kimse mutlu değil.
S.hanımın halen evli olduğu kocası beyin kanaması geçirmiş,kısmi felç, iki yetişkin oğlu var.Bu durumda ondan boşanmaya vicdanı razı olmasa da,sevgilisinden hamile ve bebeğini doğurmaya kararlı.Ç.beyin ameliyat olan oğlu için hastanede refekatçi kalması, devamlı evine gidip oğluyla görüşmesi S.hanımın terkedilme korkularını artırıyor.Ç.beyin cep telefonunu kurcalamalar, sorgulamalar,suçlamalar, gündüz işte, gece hastanedesin,bir de sürekli oğlunun annesiyle telefonlaşmalar, görüşmeler başladı.Peki ya ben? Ben ne olacağım? diye yakınmalar Ç.bey için kaçma sebebi.
Öte yanda ‘’ Bu çocuk senden başka kimseyi dinlemiyor, şimdi sevgili değil, baba olma zamanı’’ diye sızlanarak direten nikahlı hanım.
Bütün bu çekiştirmelerin arasında mekik dokuyan ve kimseye yaranamayan Ç.bey. Kafa iyice karışıp, korku bacayı sarınca, sevgiline git ve anlayışlı erkek tavrıyla ‘’ fazla söylenme,git düşün taşın ve bana kararını bildir’’ de.
O da ben dayanamıyorum artık desin,çekip gitsin ve de sen tertemiz kurtul.
Bu nasıl bir anlayış? Kararlar nasıl alınır? Hangi kararlar tek başına alınır, hangi kararlarda birlikte düşünmek, ölçüp biçmek önemlidir? Alacağımız kararların getirecekleri, götürecekleri,yüklediği sorumluluklar önceden kabulümüz değil midir?
Herkes kendi açısından haklı. Hepsinin de istediği tek şey, ilgi,sevgi.
İnsanlar evlenir,ayrılır,yeni ilişkiler kurar.Peki birlikteyken iyi olan bayanlar, baylar ayrılınca birdenbire kötü insana mı dönüşür? Beni severse iyi, başkasını severse kötü demek ne kadar sağlıklı bir yaklaşımdır? Dost kalarak ayrılmak olamaz mı?
Malesef bu kez de gördüğüm o ki,yeterince açık sözlü ve açık yürekli değiliz,olamıyoruz. Her kişinin kendince beklentileri var ötekinden. Acaba bu kişi bu beklentilere cevap verebilir mi? İçimizde durmadan kabaran terkedilme, yalnız kalma korkusunu samimice dile getirip konuşursak bir faydası olur mu? Eğer şimdiye kadar izlenen yöntem fayda etmediyse,yeni yollar denemek, yeni umutları getiremez mi? Kimse suçlamayla, kendini aklamayla dilediği yere varamadı.Oysa yapılan,başarılan,elde edilen onca güzellikleri görmeyi,dile getirmeyi denemekle yükler hafifletilebilir mutlak.Örneğin kulak duymuyor diye vücuttaki tüm organlar işe yaramaz sayılabilir mi? Dikkatinizi biraz da gören gözünüze, konuşan dilinize,çarpan kalbinize,düşünen yöneten beyninize çevirmeyi başarırsanız inanın daha huzurlu ve daha sevilen bir eş,anne,baba olacaksınız. Size yeni bir söz etmedim, sadece hatırlattım.
Ayşe WİESNER
Terapist