Çocuk Evliliği Kurtarmıyor!

Çocuk Evliliği Kurtarmıyor!

Uzaklardan tüm okurlara merhaba!

Bugün size yazarken zorlanıyorum. Sanki elimde sihirli değnek var da bir savursam tüm dilekler gerçekleşecek gibi pür dikkat bana bakan gözleri, dinleyen kulakları anımsadıkça boğazıma bir düğüm oturuyor.

Sevdalı, apar topar evlenmiş gençlerin yerini şimdi 6 yaşında kız çocuğu sahibi suskun, bıkkın, bezgin bir çift almış.

Bayan A. 37 yaşında, sevdiği erkekle 10 yıldır evli, 2 yıldır ayrı yaşayan, bu arada eşiyle görüşmelerinden birinde yeniden hamile kalmayı başaran, eşine takıntılı derecede bağlı, çalışan bir bayan.

Bay H. 37 yaşında, 2 yıl önce eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşadığı evden çıkıp bürosuna taşınmış, değişik sevgililerle kısa ilişkiler yaşayan, barışmayı düşünmeyen, çocukların sorunları sebebine eşiyle konuşmalarından biri fazla şarap tüketimi sonucu sabahı bulduğunda, kendini aldatılmış, tongaya düşürülmüş hisseden öfkeli bir bey.

Bay H. ya göre eşi evine dönmesi için ona tuzak kurdu. Bile isteye hamile kaldı ve bunu bahane edip onu güya sorunlu hamileliğinde kendisinin ve çocuklarının yanında olması gerektiğine inandırmaya çalışıyor.

Bu arada bebekleri leyleklerin getirmediğini söylemeden edemeyeceğim.

Çocuk istemeyen erkek neden önlemini kendisi almaz, tüm sorumluluğu kadına bırakır?

Masallarda söylenen ‘’onlar erdi muradına’’ noktasında beklenmedik pürüzler peş peşe görünmeye başlamasın mı? Bayan A. görüşmelerimizden birinde, aslında ilk çocuğuma hamile kaldığımda kendimi çözülemez sandığım sorunların ortasında buldum. Belki bu çocuk bizi yeniden yakınlaştırır düşüncesiyle bebeğimi doğurmaya karar verdim dedi.

İki yetişkin aralarındaki buzları eritemeyecek, sorunlarına çözüm bulamayacak, ayrılmayı da göze alamayınca, doğacak bebeği ilişkinin kurtuluşu, onları birbirine yapıştıracak  tutkal olabilir diye düşünecek. Daha da ötesi, birinci çocuk bekleneni veremeyince, ikinci çocuk erkeği mutlaka evine döndürecektir saplantısıyla yeniden hamile kalmak, mutsuz aile kervanına ikinci çocuğu eklemek nasıl düşünceler zincirinin sonucudur zamanla irdelenip ortaya çıkar umuyorum.

Aksayan evliliklerde, sorunların temeline inmeye cesaret gösterip kalıcı çözümler üretmek yerine, insanlık tarihinin en eski yanılgısını tekrarlamak kimseyi mutlu etmedi. Evliliği başarılması zorunlu bir yarışma olarak görünce, ilişkideki duraklamalar başarısızlık sayılıyor. Ben başaramadım ama masum yavrum bizi kurtarır demek ise gelecek yavruya taşıyamayacağı bir yükü yüklemeyi onların gözünde cazip hale getiriyor.

Bayan A. şöyle sorular sorsaydı acaba kendine nasıl cevaplar verirdi?

  • Benim başaramadığımı doğmadık yavrum nasıl başarabilir?
  • Benim için değil de çocuğuna acıdığı için gelen adamla evliliğimi nasıl devam ettirebilirim?
  • Eşim ısrarla istemediği halde iki çocuğumu da dünyaya getirerek eşimi kendime  bağlamaya zorladığım gerçeğiyle eşim eve dönse bile, nasıl mutlu yaşayabilirim?

İki çocukla yalnız yaşama tehlikesi gittikçe  yaklaşıyor. Bunu tehlike mi yoksa yeni bir şans

olarak mı görmelidir, orası da ayrı bir konu.

Yol ayrımına doğru durdurulamayan bir ilerleme var. YA GİTMEK, YA DA KALMAK !

İş burada bitse iyi. Asıl iş kararı verdikten sonra başlayacak.

Seçeneklerin ikisi de birbirinden zor ama uçarı kaçarı yok. İlle de bu ateş çemberinden geçilecek. Almancada sevdiğim bir deyim var: ‘’Korkulu SON, sonu olmayan korkudan iyidir!’’

Ayşe WIESNER

Terapist

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Robot Değilim * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.