Sadece Çocuktum

Aslında güzel bir yaz akşamıydı Marmaris’in o eşsiz sahilinde. Kıyıda yürüyüş yapanlar, sahil kenarındaki bar ve diskolardan gelen müzikler.. Benim ailemle ilk gittiğim yıldan bahsediyorum yani ben 6 yaşındayken bundan tam da 29 yıl öncesi. Akrabamızın gezintiye çıkması için tasmasını çözdüğü ve o heyecanla köpeğin oradan oraya hoplayıp zıplamaya, etrafa koşmaya çıktığı gecenin o kör vakitleri… Bunun sadece oyun olduğunu anlayamayacak kadar küçük olan ben köpeğin önüne takılmam ve bir sahil boyunca benim arkamdan koşması belki de ömür boyu bende oluşacak istemsiz korkunun da temellerini atmış oldu. Köpeği tuttukları ve benim ağzımdan çıkan saçma sapan birbirinden anlamsız kelimeler, sabaha kadar hiç uyumadan başımda bekleyen annemin kalbimin yerinden çıkarcasına çarpmasına ve çığlıklar atmama şahit olması… Anlatırken bile o günü yaşıyor olmam bende ne denli büyük bir korkunun yer ettiğinin göstergesi..
Yıllarca korktum hem de çok.
Köpekler, onlardan korkan insanları avuç içlerinden salgılanan bir koku sayesinde hissederlermiş.
Evet, ben yıllarca sokakta avuçlarımı sıkarak dolaştım ki o kokumu hissetmesinler diye.. Gece köpek sesi dahi duysam yatağımda kulaklarımı, gözlerimi kapattım, şarkılar mırıldandım içimden…
Bizim zamanımızda şimdi ki gibi kaygı problemi olduğu düşünülemez, terapi nedir akıllara bile gelmezdi..
Evet çocuktum ve korktum hepsi bu.. Gel gelelim aslında hepsi bu olmadı aslında o korku yıllarca beni esir etti küçücük dünyamda..
Şuan çocuklarım korkmasın diye yanlarında hiç bir şey yokmuş gibi ellerini tutup geçiyorsam büyük köpeklerin yanından bilin ki sırtımdan tonlarca ter akıyordur istemsizce…
Bu korkuyu yenmek adına bu sene ailemize yeni bir misafir kattık bu nedenle 1,5 aylık tatlı mı tatlı, minik mi minik… Karamel koyduk ismini rengi siyah beyaz olmasına rağmen. İçimize soktuk bir anda sanki 3.bebeğim oluverdi, kucağımızdan indirmedik benim gibi oğlum da kızım da bir an da bağlanıverdiler.
Evet, sanırım bu defa korkumu yıllar sonra yeneceğimi düşünüp ileri de birlikte geçireceğimiz bir hayat düşünürken bu minik yavruyu maalesef ki hayata bağlayamadık bu defa da.
Ben, hani o köpekten korkan ben. Kucağımda veterinerlere götürdüm onu iğneler, tahliller de cabası… Bırakın korkuyu bir canı, bir nefesi kurtarmak için neler yaptıysak da olmadı, olamadı, başaramadık. Günlerce ağladım çok ağladım hem de bir köpek için..
Ben, hani o köpekten korkan ben…Bir parçamı kaybettim sanki gözüm bahçede hep onu aradı mini mini koşturmasını, zıplamasını… İçimden, benden bir Karamel gitti, yetişemedim, kurtaramadım onu. Şimdi düşünüyorum neydi yanlış yapılan? Beni yıllarca bu hayvan sevgisinden mahrum bırakan, bu travmaya, korkuya çare bulduramayan şey neydi?
Boşa mı gitti korkularım, çocukluğum?
Evet ben sadece ve sadece çocuktum… Ve korktum…
Meltem Bayraktar Kantarcı
Yağmur ve Yavuz Arda’nın annesi