90’larda Çocuk Olmak…

90’larda Çocuk Olmak…

Siz de tatlara kokulara nesnelere şarkılara şiirlere ekstra anlamlar yaşanmışlıklar yükler misiniz…

Sizi de alıp götürür mü bıraktığınız yere?

Okul dönüsü gün hazırlığı yapan annenizin kapıyı açması ile sizi saran kek ve patates salatasının kokusu, bizi pizzayla tanıştıran Ninja Kaplumbağalar, susam sokağının Tahsin Amcası, minik kuşu, kurabiye canavarı, Edi ile Büdü’nün arada kaldık şarkısı, rengarenk kokulu silgiler, Oya-Bora’nın “Ara Beni” parçası, çeşit çeşit giydirdiğimiz Şebnem Bebekler, Tarkan’ın Kıld Oldu Abi Klibi, yerinden kalkmayan koleje hazırlık kitapları, hiç biri kaçırılmayan ve defalarca izlenen Rocky serisi, pötikareli kenarı adımızla islenmiş peçeteler, kedi yiyen koca Alf, Sıdıka dizisi, kat kat açılan Monami pastel boyalar, Fenerbahçeli Aykut Kocaman, Beşiktaşlı Feyyaz, en üstünde güllü lokum olan canım babanemin mevlit dönüşü getirdiği şekerler, sulu göz sakızlar, kalabalık piknikler, bayram sabahı kahvaltıları, evde yastık çarşafla kurulan çadırlar, balkon salıncakları, okul panoları, bayram kutlamaları, kasetlerin üzerine yapılan ses kayıtları, telefon şakaları, sabaha kadar uyumayacağız diye direnilen geceler, Nilüfer şarkılarına çekilen klipler, uyarlamalar, komik Yonca Evcimik dansları….

Bu kadar geçmişe özlem duymak niye? Neden mutlu değiliz eskisi kadar? Ya da şöyle sormalıyım, neden kolay değil eskisi kadar mutlu olmamız! Neyi özlüyoruz peki? Yoksa yaşadığımızı sandığımız anin kıymetini bilmeden, hep geçmişe özlem duyarken, onu da mı kuş gibi uçuruveriyoruz avuçlarımızdan!

Büyüyoruz azizim! Büyüyoruz! Yaş alıyoruz! Yaşlanıyoruz! Omuzlarımıza binen yükler artıyor gün geçtikçe. Çoğalıyoruz. Arttıkça sayımız daha bir hırslanıyoruz hayata karşı. Statü mevki makam istiyoruz, çocuklarımız iyi okullarda okusun, arabamız her sene bir model yükselsin, krediyle de olsa bir ev alalım, aman erken rezervasyonla bu yıl iyi bir tatil yapalım istiyoruz. Hayal ediyoruz. Umut ediyoruz. Hep hep hep istiyoruz!!!

Yaşlandıkça, yaş aldıkça da geçmişteki acemiliklerimize, toyluğumuza, çocukluğumuza özlem duyuyoruz, dövünüyoruz! O saflığı, temizliği, tek derdi okula gitmek olan o nesli iliklerimize kadar özlüyoruz. Keşke diyoruz, ah belki diyoruz, tuhh diyoruz!
Hayata rağmen ayakta kalmak zaman alıyor! Zamandan alıyor!
Her şeye rağmen yaşadığımız anın kıymetini bilmek ümidiyle…
Sevgiler…

Mina’nın Annesi Ayşegül Bayhan

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Robot Değilim * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.