Okul Öncesi Çocukluk Döneminde Özdenetim Becerilerinin Kazandırılması

Bir yetişkinin kendi duygu ve davranışlarını kontrol edebilmesi sağlıklı bir özdenetim becerisine sahip olması anlamına gelir. Bu becerinin öğrenilmesinde okul öncesi eğitimin rolü belirleyicidir. Bunun için çocuğun küçük yaştan itibaren kuralları tanıması ve bu kurallara dıştan bir uyarı gelmesine gerek kalmadan kendiliğinden uyması gerekmektedir. Özdenetim becerileri 3 ile yedi yaş arasında kazanılan beceriler olduğunda okul öncesi eğitim ve aile işbirliği çok önemlidir.
Okul öncesi eğitimde elde edilen akademik başarılardan çok daha önemli ve etkili olan bu çocukların özdenetim becerilerini kazanmadaki başarılarıdır. Bu beceriyi küçük yaşta elde eden yetişkinlerin gelecekteki yaşamlarında yaşıtlarına oranla çok daha başarılı olduğu yapılan pek çok bilimsel araştırma ile saptanmıştır.
3-7 yaş aralığındaki çocuklarda çocuklar kendi duygularının farkına vardığı gibi bu duyguları kontrol etmeyi de öğrenmeye başlar. Kendi duygu durumlarını doğru tanımlayamayan ve kontrol edemeyen çocuklar bu davranışlarının sonuçlarını da düşünemez. Sürekli arkadaşlarına zarar veren bir çocuğun kendi dürtülerini kontrol edemediğini tahmin etmek hiç de zor değil. Bu da onun arkadaşları ile sağlıklı ilişkiler kurmasını engelleyecektir. Oyunlardan dışlanacak, arkadaş edinmek ve sorunlarını çözmede, yardım istemede yetersiz kalacaktır. Bu durum zamanında fark edilip okul aile işbirliği ile çocuğa gereken destek verilmez ise özdenetim becerisi olmayan sorunlu bir yetişkin olarak yaşamını sürdürmek zorunda kalacaktır. Bu sorunun çözümünde başvurulmaması gereken en önemli çare cezadır. Ceza vererek yanlış davranışları düzeltmenin doğru olmadığının altını koyu çizgilerle çiziyoruz. Aynı şekilde hiçbir kural koymamak, onu tüm davranış ve kararlarında serbest bırakmakta doğru değildir. Çocuklarımızı birer prens ya da prenses olarak görmek onlara sınırsız özgürlük tanımak aslında onlara yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir.
Özdenetim becerisi elde edebilmesi için çocuklarımızı karar verme süreçlerine dâhil edip bu süreçte onlarla karar hakkında konuşmak, değerlendirme yapmak ve uygulamak çok önemlidir. Bu alınan kararın uygulanabilir olmasına da ayrıca dikkat etmek demektir.
Onun oyun oynamasına, oyun sırasında planlama yapmasına fırsat tanıyın.
Belli konularda sorumluluk verin. Kendisinin sorumlu olduğu görev tanımlarını birlikte yapın ve çok müdahaleci olmayın. Onun adına kararlar alıp ondan sadece bu kararlara uymasını istemeyin. Uyarılarınızı zamanında yapın.
Ona söylediklerini kendiniz de uygulayın ki davranışlarınız ile söyledikleriniz arasında eşgüdüm olsun. Doğru bir rol model olduğunuzda sözlerinizden daha çok davranışlarınızın etkili olduğunu göreceksiniz.
Duygularını anlamaya çalışın, onunla empati kurun. Çocuğunuzu sevdiğinizi belirtmekten hiç çekinmeyin. Hata da yapsa, yanlışları da olsa sevildiğinden hiçbir zaman kuşku duymamalı. Ona bu güveni verin.
Duygularını tanıyan, onları kontrol edebilen bir yetişkin olmasının en büyük gücünü sizin sevginizden alacaktır unutmayın.