Aşamıyoruz Engelleri…

Aşamıyoruz Engelleri…

Empati denen kavram çoğu zaman kimsenin üzerine alınmadığı bir durum olmuştur. Aslında en büyük olgudur, yaşayabilmektir empatiyi. Aşılamayacak engel yoktur desek de maalesef ki engele takılan çok insanımız var.

Bebeğim olmadan önce çoğu engelli arkadaşlarımızın yaşayacağı sıkıntıları görmezken şuan ben de büyük engeller yaşadığımı fark ettim bir anda. Oğlumu pusete oturtup yola koyuluyorum. Yüksek kaldırımlardan inmem mümkün değil. Uzun bir yol yürüdükten sonra ilk rampadan inmek istiyorum. Ancak o da mümkün değil çünkü kendimce bu şekilde tabirde bulunduğum ENGELSİZ ENGELLİLER rampanın önüne arabalarını park etmişler. Bir sinirle sileceklerini kaldırıp kendilerine tepkimi belli ettikten sonra metronun asansörüyle aşağıya inersem oradan karşıya geçebilirim diye düşünürken asansörün önünde gencecik, sapasağlam insanların beklemekte olduklarını görüyorum. İki veya üçüncü denememde karşıya geçebiliyorum. Caddeden gidemem arabalar, trafik. Kaldırımdan gitmek istiyorum ancak mayın tarlası mübarek kırılan ancak daha sonra düzeltilme zahmetinde bulunulmayan kaldırım taşlarının üzerinden yoldan da geçenlerin yardımıyla puseti kucaklayarak büyük bir mücadele sonrasında varış noktasına varıyorum.Markete girmek istiyorum girişte iki basamak olması nedeniyle çıkamadığım için daha uzakta düz girişli bir marketi tercih ediyorum. Gelin görün ki bu durumda empatinin ne kadar da önemli olduğunu bir kez daha anlıyorum. Peki buna her daim maruz kalan ve elinden hiç bir şey gelmeyen engelli arkadaşlarımıza yardımcı olma konusunda neden bu kadar gözümüzü yumuyor ve hiç bir şeyi görmez oluyoruz? Kimse kendi isteğiyle görme engelli veya tekerlekli sandalyeye mahkum olmak istemez elbette. Bunca zorluğa neden engel olamıyoruz??? Ne yazık ki ENGELLERİ AŞAMIYORUZ.. Ve hiç bir çaba sarf etmiyoruz. Son zamanlarda belediyelerin yaptığı sarı şeritler işlerini biraz daha kolaylaştırsa da yine de yeterli olmuyor. Binalarda yangın merdivenleri var. Adı üzerinde merdiven yani basamak. Peki yürüyemeyen bir kişi için bunun ne büyük bir engel olduğunun hangimiz farkında? Veya bu yangın merdiveni yerine rampa şeklinde inen yolların yapılması ne kadar daha maliyet yaratabilir ki? İllaki bunları düşünebilmek için tekerlekli sandalyeli mimarlarımızın, mühendislerimizin mi olması gerekiyor? Kendimizin de bir gün öyle olmayacağı garantisini kim verebiliyor acaba? Çok acı bir gerçek de şu ki çok benciliz. Onların ne yaşadığını, neler hissettiğini düşünemiyoruz. Esas engel biz sağlamlarda bunun farkında mıyız????

Yağmur ve Yavuz Arda’nın Annesi Meltem

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Robot Değilim * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.