Çocuğum Ne Zaman Konuşacak?

Çocuğum Ne Zaman Konuşacak?

Çocuklarda Konuşmaya Başlamada Gecikmeler:

Önce anne mi yoksa baba mı diyecek sohbetleri yapılır. Bebeğin ilk sözcüğü heyecanla beklenir. Ancak bu bekleme süresi uzadıkça anne babalar telaşlanır. Yoksa konuşamayacak mı? İste bu sorunun cevabını sizler için araştırdık

Çocuğum henüz konuşmuyor

4 yasına geldi ama tıpkı bebek gibi konuşuyor….

Benim kızım da geç konuştu. Bekleyin konuşur… Okula başlayınca düzelir…

Konuşurken duraklıyor bazen nefesi daralıyor…

Konuşması hiç anlaşılmıyor, yalnızca ben annesi olduğum için anlıyorum…

Ne zaman çocukların konuşmasından söz açılsa sık sık bu tip konuşmalara tanık olursunuz. Eğer sizin de böyle bir sorununuz varsa eş dost sohbetinden önce lütfen yazımızı dikkatle okuyun. Bu bilgiler ışığında ne yapmanız gerektiğine karar verin.

Her insan yavrusu için konuşmak doğuştan gelen bir yetenek. Ancak bu yetenek tek başına yeterli değil. Bir bebeğin konuşması için öncelikle çevresinde bazı sesleri ve konuşmaları duyması gerekir. İste yeni doğan bir bebeğin de doğal olarak ilk duyacağı annesinin dilidir. Bebekler doğdukları andan itibaren ana dilini oluşturacak sesleri duyar, anlamlandırır ve çok geçmeden isteklerini kendilerince ifade etmeye başlarlar.Yemeğini gördüğünde mama diye bağırır,suya kendince isim verir; (bu),(du).Teyze (titi) olur,kapı (tapi) olur.

Bebeğin doğru bir dil gelişimi için anne babaların doğumdan itibaren bebeklerine özen göstermeleri ve özel olarak ilgilenmesi gerekir. Çocuklar dil gelişimlerini yasamın ilk 3 yılı içinde büyük ölçüde tamamlarlar. Özellikle 0-6 yas gelişim için kritik bir dönem olduğundan bu yaslardaki çocuklarda öğrenim hızı önemlidir. Anne babalar çocuklarıyla konuşarak, konuşmayı eğlenceli hale getirerek çocuklarının konuşmasına yardımcı olmaları gerekir. Neden mi? Çünkü çocukla konuşmak onun sesleri daha kolay ve daha kısa zamanda algılamasına, taklit etmesine, düşündüklerini doğru gramerle telaffuz etmesine yol açar. Ancak bazen bu eğlenceli uğraş sekteye uğrar ve çocuğun konuşması gecikir. Anne babalar bu gecikme ya da olağandan farklı bir durum karsısında endişeye kapılır. Oysa bu her zaman endişeye kapılacak bir durum değildir. Bazı çocuklar konuşmaya yaşıtlarına göre daha geç başlarlar. Konuşmaya geç başlayan çocukların pek çoğu belli bir zaman diliminde yaşıtlarının dil düzeyine erişirler. Bazı çocuklar ise yaşıtlarının dil düzeyine erişseler bile konumsa ile ilgili sorunlar yakalarını bırakmaz. Uzmanların karşısına gecikmiş dil ve konuşma erken ifade edici dil gelişiminde gecikme ile çıkarlar. Bazılarında ise bu şansı yakalamak bile zordur.

Şimdilerde “ özgün dil bozukluğu” olarak tanımlanan belirli dil yetersizlikleri, dil öğrenme güçlüğü, “gelişimsel disfazi” gibi terimlerle anılan olgularla yaşamlarını sürdürmek zorunda kalırlar. Sonuç olarak anne babaların gecikmiş konuşma olgusunun oldukça değişken bir tablo olduğunu akıldan çıkarmamaları gerekiyor.

Konuşmayı öğrenme çocuktan çocuğa değişir

Çocuklarda dil kazanımı çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu durum çevresel ve sosyal faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Diğer bir deyişle, ailenin çocuğa sunduğu yaşantılar, çocukla etkileşim biçimleri, dilsel ortam ve bireyin kendi geliştirdiği öğrenme stratejileri bu farklılığı meydana getirebilir. Bunun dışında kalan farkların çoğu tıbbi nedenlere dayalı olarak gözlenir. Sonuçta, çeşitli nedenlere bağlı olarak bazı çocuklar dili daha yavaş öğreniyorlar. Öğrenirken zorluk çekiyorlar. Kimi çocuklarda ise sözcük dağarcığı oldukça sınırlıdır.  İki yaşına geldiği halde 3-4 sözcükten fazla kullanamıyor. Kimi çocukların ise sözcük dağarcıkları yeterli gibi görünse de konuşurken sözcük bulma zorlukları ortaya çıkıyor. Bazen sözcüklere gereken ekleri yerleştiremiyor ya da uygun cümleler halinde sıralayamıyorlar. Kimi çocukların konuşmalarını ise anne babaları dışında kimse anlayamıyor.

Gecikmiş Dil Ve Konuşma

Çocuğun konuşması yasından beklenilenden çok geri veya yavaş ise bu olgu gecikmiş konumsa olarak tanımlanabilir. Gecikmiş dil ve konumsa olgusunun birçok nedeni var. Konuşmanın gerçekleşmesi için öncelikle konuşmanın bazı organlar (dil, dudak, çene,vb….) sinir ve kas sisteminin eşgüdüm içinde çalışmasıyla üretildiğini bilmemiz gerekiyor. Eğer bu organlarımızda bir sorun varsa konuşmada bazı eksiklikler meydana geliyor. Yani, yapısal ya da işlevsel anomalilere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Örneğin dudak damak yarığı olan çocuklarda dil gelişimi normal sürecini sürdürse de konuşmaya geç başlarlar.

Ayrıca, işitme özrü, zihinsel özür, otizm gibi belirgin özürlere bağlı olarak gecikmiş konuşma gözlendiğini bilmelisiniz. Böyle durumlarda nedenler belirlidir. Ve uzmanlar alınacak önlemler konusunda aileleri yönlendirir. Ne var ki gecikmiş konuşma çoğu durumda herhangi bir engel sonucunda ortaya çıkmaz ve çoğu zaman nedeni de bilinmez. İşte aileleri en çok endişelendiren durum da budur.

Hangi çocuklar risk altındadır?

Gecikmiş konuşma üzerine başka ülkelerde yapılan araştırmalar bize, 3 yaş altı çocuklarda yaygınlık oranının her on çocuktan biri olduğunu söylüyor ki, bu da oldukça yüksek bir rakam. Yine başka araştırmalarda bazı çocukların risk altında olduğu ortaya çıkmış. Bunlar prematüre doğan, gelişim geriliği bulunan, ağır metallere, alkol ve diğer zehirleyici maddelere maruz kalan, ototoksik ilaç alan, hamileliğin ilk 3 ayında ve doğum sürecinde enfeksiyon alan, oksijen yetersizliği ve kafa içi kanamaları geçiren, yüksek bilirubin seviyesi yaşamış olan çocuklar risk altında kabul ediliyor.

Gecikmiş konuşmada bebeğin ve çocuğun büyüdüğü çevre ve sosyal alan da oldukça önemli. Çünkü beslenme bozukluğu olan, anne çocuk etkileşimi sorunu yaşayan, kendisiyle çok az konuşulan, ağır ihmale uğrayan vb. çocuklarda da konuşma gecikmesi sorunları yaşanıyor.

Erken Tanı

Konuşma gecikmesi şüphesi için çocuğumuzun 3 yaşının altında olması gerekir. Eğer çocuğunuz 3 yaşından küçükse ve konuşma zorluğu çekiyorsa, konuşmaktan daha sık jest kullanıyorsa bir uzmana başvurmanızda yarar var. Çünkü erken tanı çocuğunuzun akranlarıyla arasını hızla kapatmasına neden olacaktır. Konuşması geciken çocukların 36 aylık oldukları halde hiç konuşmuyor olmaları, yaşıtları ile arayı kapatamama yönünde risk taşımakta olduklarının göstergesi olabilir. Bu durumdaki çocukların iki gruba ayrıldığını bilmelisiniz.

Birinci gruptaki çocuklar zaman içerisinde özellikle 3 yaş civarında akranlarıyla arayı kapatırlar. Bu çocukların konuşma zorluğu çekmeleri nedeniyle sık sık jest kullandıkları gözlenir. Sözcük dağarcıkları sınırlıdır. İletişimi başlatma konusunda daha çekingendirler fakat başkasının başlattığı iletişimi de sürdürürler.

İkinci grupta yer alan çocuklar ise arayı kapatmayıp ileriye yönelik özgün dil bozukluğu riski taşıyanlardır. Bu çocuklar 0-3 yaş döneminde daha az jest kullanırlar. Sözcük dağarcıkları oldukça sınırlıdır ya da hiç konuşmazlar. İletişimi başlatmada ve sürdürmede çekingendirler, hatta hiç başlatmazlar. Bu evreleri atlatan çocuklar konuşmaya başladıktan sonra da gramer hataları ile karsımıza çıkarlar.

Her iki grupta da dikkat eksikliği, hırçınlık, istenmeyen davranışlar gözlenebilir.

Erken tanı birden çok mesleği gerektiren ekip işidir. Tıbbi ve eğitsel değerlendirme yapılır. Dil ve konuşma değerlendirmesi açısından temel tanı ve terapi uzmanı dil ve konumsa terapistidir. Özellikle 0-3 yaş döneminde aile eğitimi ön plandadır.

AnneyleBebek.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Robot Değilim * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.