Hayattaki En Büyük Sınavımız

Hayattaki En Büyük Sınavımız

Düşünüyorum da insan sadece hastalandığında mı hayatı film şeridi gibi geçiyor gözlerinin önünden?

1 ayı geçkin süredir o hastane senin bu bölüm benim derken hastane koridorlarında koştururken buldum kendimi. Ne acı tesadüf ki onkoloji hastanelerinde çare aramaya başladıkça bu kelimenin hayatımızda meğerse ne çok insanı kapsadığını fark ettim. Bugüne kadar bilmezdim onkolojinin halk dilinde kanser ile ilgili bölüm olduğunu. Ya da ameliyatların cerrahilik olduğunu.

Esas konuya gelmem gerekirse ne çok çaresiz, hastalığın esiri olmuş insan varmış ve ne acıdır ki şimdilik sağlam olan bizler bu hayatta ne gereksiz şeyleri dert ediyormuşuz kafamızda.

Yaşlı bir teyze gördüm mesela, dizlerine uzanmış gencecik kızı kanserle mücadele ediyor. O annenin içinde yaşadığı acı kimbilir dağları devirecek cinsten ama bir o kadar metanetli kızının başını okşarken. İlaç, kemoterapi derken güçsüz düşmüş bedeni yine de ayakta durmaya çalışıyor, direniyor. Çabası takdire değer.

Gel gelelim rahatsızlığım nedeniyle patoloji sonucu çıkana kadar geçen 15 günlük süre sinirlerimi epey yıpratmış olsa gerek ağlayarak girdiğim odada hemşirenin sözleri bir anda kendime getiriverdi beni. Benim şu masama sadece 1 saat otur ,acılı ve çaresizlik içinde gelen hastaları gör sonra ağlayıp ağlamamak senin elinde dediğinde aslında ne kadar da kendi içimde bencilce yaşadığımı farkediverdim.

Evet eminim o hastalarında anne babaları var belki de evde bekleyen çocukları, eşleri. Gün gün eriyen ve çare bulamayan ama ısrarla hayata tutunan o büyük yürekler..

Sonuçlarımın temiz çıktığını duyduğum an omuzlarımdan kalkan büyük yükler beni hafifletircesine çıkıverdim hastaneden. İşte yeniden doğdum çocuklarım için, eşim için, ailem için..

Hayat bize hiç ummadığımız anlarda büyük bir sınavla karşımıza çıksa da önemli olan bizim ne kadar olgunlukla karşılayabildiğimiz.

Evet bugün kanser değiliz ama hepimiz ya da aramızdan bir kaçımız gün gelecek maalesef bu illetle mücadele etmek zorunda kalacağız.

En önemli şeyin moralin yüksek tutulması ve hayata sımsıkı sarılmak olduğunu işte o annesinin dizinde yatan bayandan büyük bir ders alarak öğrenmiş bulunuyorum.

Mal, mülk, lüks ev, araba, konfor mu derseniz hayatta en önemli şey sağlık, gerisi bahane…

Yağmur ve Yavuz Arda’nın Annesi

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Robot Değilim * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.