Oxford’un Anahtarı Anne Sütü Mü?

Oxford’un Anahtarı Anne Sütü Mü?

Anne sütünün mucizeleri, faydaları, bebeklerin hem duygusal, hem fiziksel gelişimi üzerindeki olumlu etkileri ve bahsedilen birçok yararları abartılmamış gerçeklerdir.

Yalnız bir konu var ki arkadaşlar, annelerin beslemeyle ilgili psikolojilerini yerle bir ediyor…

Bebeğin zeka gelişimi ve anne sütü…

Bu konuda yazılan çizilen birçok şey annelerin, anne sütü verememeleri yada daha az verebilmeleri durumunda, onları duygusal olarak, suçluluk duygusuna itiyor! Eğer yeterli miktarda anne sütü verilemezse yada hiç verilemiyorsa bu bebeklerin sanki zeka ve beyin gelişiminin tamamlanmamış ve beklenen derecede gelişmemiş bir durumda olduğu ima ediliyor, hatta açık açık yazılıyor.

Oysa anne sütü; bir bebeğe, hangi şartlarda, nerede, nasıl dünyaya gelirse gelsin, en basit anlamda, hayatta kalabilmesi için gerekli olan, “beslenme” şartının, hediye olarak sunulmasıdır! Anne, doğum sonrasında, bebeğinin besin kaynağı olarak hazır haldedir. İşte, anne sütünün, ilk çağlardan itibaren en önemli görevi budur: Bebeğin hayatta kalmasını sağlamak. Gelişen teknoloji ve olanaklar bizlere zamanla anne sütünün bebekler üzerinde beslenme haricindeki, diğer mucizevi etkilerini keşfetmemizi sağlamıştır.

Peki ama, temel ihtiyacı gideren anne sütü, acaba Oxford’un kapılarını da açar mı?

Sizlere; Edingburg Üniversitesi’nden araştırmacılar ve İngiliz Tıp Araştırmaları Konseyinden Geoff Der’in, ABD’de 5475 çocuk ve 3161 anne ile yaptıkları bir araştırma sonucundan bahsetmek istiyorum. Bu araştırma bulgularına göre, bebeklerin zekalarının, öncelikle “annenin zekası” ile doğrudan ilgili olduğu belirtiyor ve bundan önceki araştırmaların, anne zekasına bakılmadığı için hatalı olduğu vurgulanıyor. Aynı ailede, anne sütü ile beslenmiş ve anne sütü ile beslenmemiş çocuklar arasında zeka farkı görülmediği belirtiliyor.

Yine, İngiltere ve Yeni Zellanda’da 3000 çocuk üzerinde yapılan bir diğer araştırmada ise; aile, sosyal çevre, genetik faktörler, annenin gebelik yaşı, bebeğin doğum ağırlığı gibi birçok etkenin zeka gelişiminde etkili rol oynadığı vurgulanıyor.

O halde, bu araştırmalardan yola çıkarak, şöyle diyebiliriz; anne sütü zeka üzerinde tek başına bir etken değildir. Öyleyse; hangi sebeple olursa olsun, emziremeyen annelerimize lütfen acıyarak bakmayalım. Emzirme sürecinde pek çok anneyi psikolojik olarak negatif söylemler etkiler ve annenin işi daha da zorlaşabilir. Biz annelerde, etrafımızdaki bu bilinçsiz söylemlere kulaklarımızı kapatalım… Anne sütü alamayan bebeklere de, sanki hastalıklıymış gibi yaklaşmayalım. Bebekte ortaya çıkan herşeyi “işte anne sütü almadı ya” diye açıklamayalım. Bence, bizler, etrafımızdaki yeni annelere ve anne adaylarına; emzirmenin önemini anlatıp, bilgilendirelim, onlara bu konuda destek ve yardımcı olalım. Yalnız bu desteği ve yardımı yaparken, Oxford’un anahtarını vaad edip, onların psikolojilerini bozup, olmazsa olmaza hapsetmeyelim. Bebeğimize faydalarını anlatalım.

En önemlisinin tabii ki; bebeklerimizi, sağlıklı birer aile ortamında, ilgiyle, sevgiyle, anlayışla, hoşgörüyle, sabırla büyütmek olduğunu, bebeklik döneminde yalnızca emzirmenin, ilerleyen dönemlerde de yalnızca iyi beslemenin, “iyi annelik” olmadığını, emzirmenin ve iyi beslemenin yalnızca bütünün değerli bir parçası olduğunu anlatalım.

Sevgiyle kalın…

Ülkü Yılmaz

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Robot Değilim * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.