Eyvah! Bana Küstüler…

Küsme davranışının temelinde kızgınlık ve öfkenin yattığı bir iletişim biçimi olduğunu biliyor muydunuz? Çünkü küsmek iletişimsizliktir. Kişi her türlü olumsuz duygularını, hayal kırıklığını ya da öfkesini ifade etmeyi öğrenip uygulayamıyorsa, küserek iletişimini keser ve davranışları ile kendini anlatmaya çalışır. Karşısındakini cezalandırmak amacıyla itiraz etmez, kendi fikrini söylemez ama somurtur, bu şekilde sizi huzursuz etmeye ve hoşnutsuzluğunu anlatmaya çalışır. Olayın ne olduğunu anlamak için iletişim kurmaya çalışırsınız; ama büyük bir sessizlik veya ‘’bir şey yok’’şeklinde cevap alırsınız. Karşınızdakine ulaşamadığınızda da sizde susarsınız. Bunun sonucu olarak her türlü ilişkiniz olumsuz olarak etkilenir ve ilişkiler sekteye uğrayabilir. Ayrıca birey kendi yaşamında acı çeker ve ruhsal ve bedensel rahatsızlıklar hisseder.
İletişimsizlik kopukluğu, kopukluk terk edilmeyi, terk edilme ise yalnızlığı getirir ve yalnızlık baş edilmesi zor bir durumdur. Kırılmak, üzülmek, öfkelenmek dile getirilebilir duygulardır ve bu duygularınızı doğru bir iletişimle ifade edebilirsiniz.
Peki; anne baba olarak küserek iletişimimizi kestiğimiz çocuklarımıza ne mesajı verdiğimizin farkın damıyız?
Anne baba olarak görevimiz; anlatmak, açıklamak ve örnek olmaktır. Çocuklarına kendi iletişim çaresizliklerini öğretmeye başlarlar. Çocuklarda öğrendiği bu yöntemi davranış olarak uygulamaya başlar ve bu şekilde anlaşılmaya çalışır. Anlaşılamadığında da kendini değersiz hisseder, terk edildiğini düşünür, bu acıyı derinden hisseder ve güveni sarsılır. İçine kapanır ya da öfke krizleri yaşar ve artık o da zamanla terk etmeyi öğrenir. Birçok yetişkinde gördüğümüz yalnızlık korkusu ve kendimize bile küsme durumlarının temellerini atmış oluruz ve küsmenin bir iletişim zorluğu olduğunu anlamadan büyüyenler, küskün bireyler olurlar.
Çözüm olarak ne yapabiliriz?
Karşımızdaki kişinin yaptığı davranış karşısında bizde uyandırdığı duygularımızı ifade edebiliriz. Bununla birlikte kendi duygularımızın nedenine ulaşıp, neye ihtiyacımız olduğunu sorgulayarak kendimizle yüzleşebiliriz. Yaşamda en zorlu, heyecanlı ve güzel olan yolculuk kendi iç dünyamıza yaptığımız yolculuktur. Bunu gerçekleştirmek için uzman desteği de alabiliriz. Mevlana’nın ‘Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine sevmek ve sevilmek için çareler arayın. ‘ sözünü yaşamımıza geçirmeyi tercih edebiliriz.
Unutmayın ki; iletişim teknikleri her yaşta öğrenip uygulanabilir ve tüm ilişkilerimizde bizi güçlendirir.
Sonuç olarak sevdiklerimiz ve çocuklarımız için de güzel bir model olabiliriz. Sevgi, yaşam yolumuzda ışığımız olsun…
Hatice BİLGİLİ
Sağlıklı Yaşam&Aile Danışmanı
Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü